Kısa bacaklarıyla sevimli bir uyum sağlayan otuz cm’lik ince uzun vücudu, bir mirketi size hemen tanıtır. Ayağa kalkıp da etrafı gözetlemeye başladığında, minyatür bir kanguruyu andıran mirketler, kulaklarını içine toz kaçmaması için kapatabilen yegâne hayvanlardır. Güney Afrika’nın çöllerinde yaşayan bu sevimli hayvanların en şaşırtıcı özelliği ise sosyal hayatlarıdır. Çoğumuzun hayatında eksik olan yardımlaşma, işbölümü gibi özellikler, mirketlerin hayatına derinlemesine işlemiştir.
Mirketler, uçsuz bucaksız çölde, kabileler hâlinde yaşarlar. Bu kabilelerdeki mirket sayısı kırkı bulabilir. Yolculuğa çıkacakları zaman birkaç kabile bir araya gelir. Eğer az sayıda mirket yola çıkarsa bir tehlikeyle karşılaşmaları kaçınılmazdır. Kabilelerde her mirket önemli bir role sahiptir. Bu roller bebek bakıcılığından, nöbetçilikten tutun da öğretmenliğe kadar uzanır. Mirketlerin bu rolleri üstlenmesi de hormonal değişikliklere ve yuvadaki şartlara göre değişir. Meselâ, yiyecek konusunda sıkıntı varsa nöbetçi mirketlerin sayısı azaltılır ve yiyecek arayan ekipler takviye edilir.
Dişi reis bir yavru dünyaya getirdiğinde, en fazla iki hafta bebekle ilgilenir. Tabii, bu sürede yardımcı mirketler anneyi hiç yalnız bırakmaz. Ondan sonra yavrunun eğitimi, beslenmesi tamamen diğer mirketlere kalmıştır. Bundan sonra bebek ilk bakıcının eline, ardından da küçük mirketi yiyecek arama ve korunma konularında eğitecek olan öğretmen mirkete teslim edilir. Bu süre içinde anne mirket asla nöbetçilik, yiyecek araması ve bebek bakıcılığı yapmaz.
Çünkü dinlenmesi ve gücünü geri kazanması gerekmektedir.
Çünkü dinlenmesi ve gücünü geri kazanması gerekmektedir.
Her mirket kabilesinin çölde kendisine ait bir bölgesi bulunur. Bölgenin belirlenmesi, kabilenin büyüklüğüne ve yerleşilecek alanın verimliliğine bağlıdır. Bu belirlemeyi kabilenin reisi yapar. Reis bölgeyi seçtikten sonra çenesinden akan bir sıvıyla bölgenin sınırlarını çizer. Mirketler, uzun tırnaklı pençeleriyle kazdıkları yeraltı yuvalarında yaşarlar. Bu yuvalar, sayısı yetmişi bulan kapıları, acil çıkış delikleri, uyuma odaları, tünelleriyle tam bir sanat harikasıdırlar. Her kabilenin kendisine ait bölgesinde 6–15 tane arasında yuvası bulunur. Tehlikeli durumlarda kullanılmak üzere, bölgenin çeşitli yerlerinde kaçış delikleri vardır. Kaçış deliklerinin sistemi, yuvalar arasındaki gizli tüneller ve girişlerden oluşur. Kabileler, bir veya iki günde bir yuva değişimi yapar. Sadece doğacak yavrular için hazırlanmış yuva sabit kalır.
Mirketlerin en hassas oldukları konu sıcaklıktır. Bünyeleri çölün sıcak havalarına alışık olduğu için soğuğa asla dayanamazlar. Bu yüzden ısınmak için farklı farklı özellikler geliştirmişlerdir. Uyuma odalarını yerin en az iki metre altına yaparak sıcaklığın hep sabit kalmasını sağlarlar.
Mirketler, günün ilk ışıklarını karşılamak için erkenden uyanırlar ve yuvalarından dışarı çıkarlar. Her zaman, yuvadan ilk çıkan mirket, önceki gece yuvaya en son gelendir. Bu mirket yuvadan çıkar çıkmaz, bölgede tehlike olup olmadığını kontrol eder. Kontrol işlemi bittikten sonra, yavaş yavaş bütün mirketler gayzeri andıran bir gösteriyle, farklı girişlerden çıkmaya başlarlar. Uykudan kalkar kalkmaz güneş banyosu yaparlar. Bunu yaparken hep birlikte güneşe karşı dönerek karınlarını güneş paneli gibi kullanırlar. Güneş banyosundan sonra, en aç olan mirket yiyecek aramaya koyulur. Böylelikle yiyecek arama işlemi başlar. Gün boyu reis mirket, havanın hangi işlem için uygun olduğuna, yuva değişimi olup olmayacağına karar verir. Diğer mirketler de reisin emirlerine göre hareket ederler. Güneş yükselmeye başlayıp da sıcaklık yükseldiğinde mola verilir. Dinlenme süreleri günün uzunluğuna göre değişir. Uzun günlerde molalar da uzun, kısa günlerde molalar da kısadır. Moladan sonra yiyecek araması devam eder. İster oyun oynasınlar, ister yiyecek arasınlar veya mola versinler, her zaman kabilenin başında bir nöbetçi bulunur ve tehlikelere karşı diğerlerini uyarır. Gün batımından biraz evvel herkes yuvasına çekilir. Gece olduğunda bütün mirketler birbirlerine sarılarak uyurlar.
Bu sosyal hayvanların mutfağı da en az kendileri kadar ilginçtir. Tipik bir mirket mutfağı cırcır böcekleri, çekirgeler, kertenkeleler, küçük yılanlar, kuşlar, yumurtalar ve buna benzer “iştah açıcı” malzemelerden oluşur. Özellikle böcekler mirketler için oldukça iyi bir yiyecek kaynağıdır; çabuk çoğaldıkları için tükenme gibi bir sorun yaşanmaz. En sevdikleri yiyecekler ise karınca larvaları ve zehirli akreplerdir. Fakat mirketlerin dostu olan böcekler de vardır. Onlar mirketlerle aynı yuvada yaşarlar ve mirketlerin dışkılarıyla beslenirler. Mirketler de hiçbir zaman bu böceklere dokunmazlar.
Mirketlerin bu sosyal yaşantılarında kendilerine has iletişim yöntemleri vardır. Kokular yayarak, sesle ve vücut diliyle olmak üzere üç farklı yolla haberleşirler. Sayısı yirmiyi geçkin farklı sesleriyle kayıp haberlerini, yeni doğan bebek müjdelerini, nöbetçi sinyallerini ve daha birçok olayı birbirlerine iletirler. Mirketler arasında en yüksek sesi, yeni yiyecek aramayı öğrenen bebekler, büyüklerinden daha fazla yemek bulduklarında çıkarır.
Bu sevimli hayvanlardan birini evinizde beslemeye kalkarsanız, mirket sizi ve ailenizi öyle benimseyecektir ki, kendi kabilesinin üyeleri sayacaktır. Ama bunun sizin için bir kâbusa dönüşmesi ihtimali çok fazladır; çünkü evinize gelen misafirlerinizi başka bir kabilenin aniden baskın düzenleyen üyeleri sanıp onlara saldıracaktır. Misafir ağırlamayı sevmeyen aileler için evde mirket beslemek mükemmel bir çözüm(!)